Pages

Subscribe:

23 Şubat 2012 Perşembe

iPhone ve iPad Arasındaki Temel Farklar

Bildiğiniz gibi Apple, senede bir yeni bir iPhone ve iPad modeli çıkartıyor. Genelde de her bir model arasında yaklaşık 12 ay oluyor. (Gerçi iPhone 4S’te bu süre 16 aya çıkmıştı.) iPad 2′nin de geçtiğimiz yıl Mart ayı başında duyurulduğunu düşünürsek, yeni iPad modelinin de yakında duyurulacağını varsayabiliriz. Zaten Apple’a iPad parçaları sağlayan firmalardan sızan bilgilere göre Apple, yeni iPad’in üretim hazırlıklarına başlamış bile. Ayrıca son dedikodular, Apple’ın yeni iPad’i tanıtacağı etkinliğin 7 Mart’ta olacağı yönünde.
Fakat bizi asıl ilgilendiren dedikodular değil, yeni iPad lansmanı ile birlikte kullanıcılardan gelecek sorular :) Bildiğiniz gibi iPhone, ülkemizde iPad’den çok daha fazla tercih ediliyor. Fakat yine de kullanıcılardan sık sık, “iPhone’um var, iPad de almaya gerek var mı? iPhone mu yoksa iPad mi alsam?” vs. tarzında sorular geliyor. Her iki cihaz da iOS işletim sistemini kullandığı için yetenekleri çok benzer. Dışarıdan ilk bakıldığında aralarında tek farkın, iPad’in ekranın daha büyük olması ve pilinin daha uzun dayanması gibi gözüküyor. Fakat pratikte aralarında önemli farklar mevcut.
2011 sonunda yaptığımız anket sonuçlarına göre iPad sahipliği
Ben de yeni iPad modelinin duyurusu ile birlikte bu tip soruların sayısının çok artacağını düşünerekten, kendi tecrübe ve kullanımı baz alarak, iPad’i iPhone’dan ayıran en temel özellikleri paylaşayım istedim. Geçtiğimiz yıl Yurt Dışından iPad Almak, iPad 2 İncelemesi – I, II ve III yazıları ile aslında iPad 2 hakkında detaylı bilgi paylaşmıştık. Dolayısıyla bu yazının amacı iPhone veya iPad’i incelemek değil, tam tersine ikisi arasındaki kullanım farklılıklarını ve sağladığı faydaları ortaya koymak.

iOS Modelleri Arasındaki Temel Farklılıklar

iPhone ve iPad arasındaki temel farklardan konuşmaya başlarken öncelikle en çok sorulan “iPad 3G ile telefon görüşmesi mümkün mü?, SMS atabiliyor muyuz?” gibi soruları cevaplamak gerekiyor. Bunun için de iPod Touch’ı da dahil ederek aşağıdaki tabloyu hazırladım. Aşağıdaki tablo, Apple’ın iOS tabanlı cihazlarının tüm özelliklerini içermese de, modellerin biribirinden farklılaştığı tüm temel özellikleri içeriyor.
Bu tabloyu kısaca özetleyecek olursak da:
  • iPod Touch’a iPhone’un SIM kartsız modeli diyebiliriz. Bu nedenle internete tek çıkış noktası Wi-Fi.
  • iPad Wi-Fi + 3G’ye SIM kartı takılabiliyor olmasına rağmen Telefon veya SMS özelliği bulunmuyor. Sadece 3G üzerinden internete çıkabiliyor.
  • iPad, boyut ve donanım açısından iPhone’dan daha büyük olmasına rağmen fiyatı daha uygun.
* iPod Touch’ta ve iPad’in Wi-Fi modelinde GPS modülü yok fakat, cihaz Wi-Fi’dan internete bağlıyken çevredeki Wi-Fi sinyallerini kullanarak konum bilgisi alabiliyor. Fakat baz istasyonlarından veya GPS uydularından konum bilgisi alamıyor.
** Karşılaştırmanın doğru olabilmesi için cihazların en düşük modellerinin Amerika’daki satış fiyatları baz alınmıştır. iPhone için olan fiyat da kontratsız ve unlocked modelinin satış fiyatıdır.

iPad’in iPhone’a göre güçlü olduğu özellikler. (Video ve Oyun)

iOS tabanlı cihazlar ile ilgili bir blog sahibi olmam nedeniyle Apple’ın piyasaya sürdüğü tüm cihazları alıyor olmamı bir kenara bırakırsak, iPad’i sevmemin iki büyük nedeni var:
Birincisi geniş ekranı nedeniyle film, dizi, video, vs. izlemenin çok rahat ve keyifli olması. Açıkçası ben iPhone gibi küçük bir ekranda birşeyler izlemeyi keyifli bulmuyordum. iPad’den önce, özellikle servisle işten dönerken hep laptop ile izlerdim pek rahat olmasa da. Fakat iPad aldıktan sonra, serviste veya evde birşeyler izlediğim tek cihaz iPad oldu.
iPad’in video konusundaki en büyük sıkıntısı, standart video oynatıcısının avi, divx ve mkv gibi popüler formatları, pil ve performans gibi sebeplerden oynatmaması. Bunun için de, daha önce tanıttığımız Handbrake gibi uygulamalar ile videoları önce bilgisayarımızda çevirmemiz (convert) etmemiz gerekiyor.
Gerçi AVPlayer ve OPlayer gibi uygulamalar sayesinde çevirmeye gerek kalmadan da avi ve divx’leri izleyebiliyoruz, ama bu uygulamalar maalesef mkv’leri direkt oynatma konusunda yetersiz kalıyorlar. Fakat ben mkv oynatma konusunda, yeni çıkacak iPad modelinden ümitliyim :)
iPad’in iPhone’a göre daha keyifli olduğu diğer bir konu da oyunlar. Özellikle iPad’a göre tasarlanmış oyunlar bence kesinlikle iPhone’dan çok daha fazla zevkli oluyor. Tabii ki iPad, iPhone gibi sürekli yanınızda taşıyabileceğiniz ve her an kolayca cebinizden çıkarıp oyun oynayabileceğiniz bir cihaz değil. Fakat özellikle evde, sadece iPhone’a göre değil, bilgisayarda veya laptop’ta oynamaya göre çok daha güzel bir deneyim sunuyor.
Örneğin eğer iPad sahibi iseniz ve daha önce hiç oynamadıysanız, mutlaka Plant vs. Zombies isimli oyunu bir deneyin. Özellikle bu tip oyunlar iPad’deki oyun deneyimini en üst seviyeye çıkarıyorlar.

iPhone ve iPad uygulamaları arasındaki farklar

iPhone Uygulamalarının iPad’de de Çalışması
iPad’in en büyük avantajlarından bir tanesi, iPhone’a göre geliştirilmiş uygulamaların iPad’de de çalışabilmesi. Fakat iPad’in ekran çözünürlüğü, iPhone’a göre daha yüksek olduğu için, iPhone uygulamaları iPad’in ekranını tam kaplayamıyor. Yani orijinal haliyle, ekranın ortasında iPhone’daki boyutunda gözüküyor. Fakat Apple, görüntü kalitesinden taviz vermeyi göze alanlar için görüntü kalitesini düşürürek iPhone uygulamalarının iPad’de tam ekran olmasına izin veriyor.
Örneğin blogumuzun uygulaması olan iTurkeyBiz‘in henüz iPad’e versiyonu mevcut değil. Fakat yukarıdaki ekran görüntüsünde olduğu gibi iPad’de de çalışıyor. Dolayısıyla App Store’daki iPhone’a özel geliştirilmiş uygulamaların çoğunluğu süper görünmese de iPad’de sorunsuzca çalışıyor. Sadece doğası gereği iPhone donanımına veya özelliklerine bağımlı olan uygulamalar iPad’de çalışmıyor. Bunların sayısı da oldukça az.
iPad’e özel uygulamalar, iPhone’da çalışmıyor.
iPhone için geliştirilmiş uygulamalar iPad’de çalışırken, bunun tam tersi yani iPad için geliştirilmiş uygulamalar iPhone’da çalışmıyor. Bu yüzden iPhone’da herhangi bir iPad uygulamasının App Store linkine tıkladığımızda uygulamanın sayfası değil, aşağıdaki ekran görüntüsünde olduğu gibi uyarı ekranı geliyor:

iPad’e özel uygulamalar, iPhone uygulamalarından daha pahalı.
Eğer uygulama geliştirici, uygulaması veya oyunu için iPhone’a ve iPad’e özel iki ayrı versiyon yapmışsa, yani uygulamasını universal yapmamışsa, bu durumda genelde iPad versiyonu çok daha pahalı oluyor. Genelde de iPad versiyonunun fiyatının, iPhone versiyonunu 2 veya 3 katı olacak şekilde bir fiyatlandırma yapıyorlar.
iPhone ve iPad uygulamaları arasındaki fiyat farkı
Örneğin yukarıdaki ekran görüntüsünde olduğu gibi Plant vs. Zombies’in iPhone versiyonu 2.99$’a satılırken, iPad versiyonu 6.99$’a satılıyor. İçerik olarak iki uygulamada aynı sayılır fakat iPad versiyonları genelde daha pahalı oluyor.
Universal Uygulamalar
Hem iPhone’u, hem de iPad’i olan kullanıcıların en çok sevdiği uygulamaların başında universal uygulamalar geliyor. Çünkü bu tip uygulamalar App Store’da tek bir versiyon olarak satılıyor ama her iki cihaza (iPhone ve iPad) uyumlu oluyor. Dolayısıyla da yukarıda paylaştığımız gibi hem iPhone’a, hem de iPad’e özel versiyon satın almak zorunda kalınmıyor. Bu yazıda detaylı paylaştığımız gibi bir uygulama bir kere satın alındığında, aynı Apple Kimliğini kullanmak şartlıyla başka bir cihaza tekrar indirildiğinde tekrar ücret ödenmediği için universal uygulamalar çok avantajlı oluyor.
Örneğin geçtiğimiz aylarda tanıttığımız Where’s My Water isimli oyun, universal uygulamalara en güzel örnek. Oyun hem ucuz ($0.99) hem de iPhone ve iPad uyumlu.

iPad’in klavyesinde yazı yazmak doğal olarak çok daha kolay

Dokunmatik ekranlı cep telefonlarında yazı yazmak, tuşlu telefonlara göre biraz daha zor. Bunun en büyük nedeni de ekranın küçük olması nedeniyle doğru harfe dokunmanın daha zor olması.
Fakat büyük ekranı nedeniyle iPad’in klavyesi ile yazı yazmak çok daha kolay. Ben şahsen iPhone ile yazı yazmayı çok sevmiyorum, ancak kısa şeyler yazmam gerekiyorsa iPhone’un klavyesini kullanıyorum.
Fakat iPad’de yazı yazmak ekranın geniş olması oldukça kolay. Hatta ekran yan tutularak ve de bir miktar pratikle 10 parmak yazmak bile mümkün. Hatta iOS 5 ile birlikte, klavyeyi ikiye bölerek ekranın sağına ve soluna yaklaştırmak da mümkün.
Özetle iPad’i, laptop veya netbook’a alternatif olarak kullanma düşüncesinde olanlar var ise, klavye konusunu çok dert etmelerine gerek yok.

Ofis Uygulamaları

iPad almayı düşünenlerin en çok sorduğu soruların başında, Word, Excel ve PowerPoint gibi Microsoft Office programlarının iPad’de olup olmadığı geliyor. Maalesef halen Microsoft, ofis programlarının iOS versiyonlarını çıkartmış değil. Halbuki Microsoft Office’in Mac versiyonu bulunuyor. Gerçi söylentiler Microsoft’un bir iPad versiyonu üzerinde çalıştığı yönünde ama yine de şu an için App Store’da henüz bir şey yok.
Fakat Apple’ın ofis muadili olan iWork paketinin iPad versiyonları bulunuyor. Bu uygulamalarla Microsoft Office ile hazırlanmış dokümanlar düzenlenebildiğinden, bence Microsoft’un App Store’daki eksikliği pek hissedilmiyor :)

Bu yüzden eğer iPad’i almayı ve iş için kullanmayı düşünüyorsanız, öncelikle mutlaka daha önce paylaştığımız Pages ve Keynote inceleme yazılarımıza bir gözatın derim. Gerçi iPad ile ofis dokümanlarını düzenlemeyi düşünmüyorsanız, hiç uygulama indirmeden de sadece görüntüleme amaçlı dokümanlarınızı açabilirsiniz.

iPad de iOS tabanlı olduğu için iPhone gibi kapalı bir kutu

iPad geniş ekranlı bir cihaz olduğu için bazı kullanıcılar, laptop’larını kullanabildikleri özgürlükte iPad’lerini de kullanabilmeyi umuyorlar. Fakat iPad de, aynı iPhone’da olduğu gibi kapalı bir kutu. Örneğin interneteen istediğiniz gibi uygulama yükleyemiyoruz. Sadece App Store’daki uygulamaları yükleyebiliyoruz. Ya da usb tabanlı flash disk veya vınn modem bağlayamıyoruz. iPad’in web tarayıcısı olan Safari de, flash tabanlı siteleri açmıyor. Benzer şekilde iPad’in standart video oynatıcısı her videoyu oynatmıyor. Yukarıda paylaştığım gibi özel bir uygulama veya çevirici (converter) kullanmak gerekiyor.
Fakat tüm bu kısıtlamaları, iPad’i daha performanslı, daha güvenli ve daha az pil tüketen bir cihaz yapıyor. Bir çok kullanıcı, iPad’in bu kısıtlarından şikayetçi olsa da, dünyada halen en çok satan tablet konumunda. Hatta Apple, iOS’un bu kadar kapalı olmasına rağmen başarılı olmasından dolayı, aynı modeli Mac’lere taşımaya başladı. Hatta geçenlerde duyurduğu OS X 10.8 Mountain Lion sürümüyle, iOS’u Mac bilgisayarlarına da taşıyacağı sinyallerini verdi :)

iPad 3G’de Kişisel Erişim Noktası Yok

iPhone’a sonradan gelen özelliklerden bir tanesi de bu yazıda detaylı paylaştığımız Kişisel Erişim Noktası (Personal Hotspot). Hiç duymamış olanlar için kısaca özetlemek gerekirse bu özellik, iPhone’un mobil (3G) internet bağlantısını diğer cihazlara (laptop, ipad, vs gibi) kablosuz olarak paylaşma imkanı veriyor. Bu sayede bir iPhone sahibi, hattındaki internet paketini, laptopunun internet bağlanıtısında da kullanabiliyor. Bu sayede laptop’u için de ayrıca bir vınn modem ve hat almak zorunda kalmıyor.
Kişisel Erişim Noktası sadece iPhone'da var. iPad'de yok.
Fakat bu özellik iPad 3G’lerde bulunmuyor. Yani bir iPad 3G kullanıcısı, cihazının mobil internet bağlantısını laptopuna paylaştıramıyor. Bu yüzden, sırf bu nedenle iPad 3G almak isteyenleri uyarmakta fayda görüyorum. Benim önerim eğer iPhone kullanıcısı iseniz, iPad 3G yerine iPad’in Wi-Fi modelini almanız. Çünkü iPhone’un mobil internet bağlantısı, iPad’e paylaştırılabiliyor. Bu sayede iPad de daha ucuza gelmiş oluyor. (Ben şahsen hep böyle yapıyorum)

Sonuç

Özetle iPad, her dilediğimizi yapabileceğimiz bir cihaz değildir. Fakat sunduğu özellikerini en iyi şekilde yerine getiren bir cihaz. Yani herşeyden biraz olsun ama bizim olsun mantığı iPad için geçerli değil. Zaten bu nedenle halen en çok satılan tablet konumunda. Ben yukarıda kendi bakış açımla iPad’in iPhone’dan farkını ve kullanımını ortaya koymaya çalıştım. Fakat bunlar kişiden kişiye farklılık gösterebilir.
Örneğin aşağıdaki grafikte olduğu gibi Amerika’da geçenlerde yapılan bir araştırmada, 12 yaşından küçük çocukların bulunduğu evlerin %70′inde bir tablet mevcutmuş. Ve de çocuklar açısından bu tabletlerin çoğunluğu oyun oynamak, eğitim, seyahat sırasında eğlenme ve dizi/film izleme amaçlı kullanılıyormuş. Tabletleri iletişim amaçlı kullanım oranı da oldukça düşük.
Maddi imkanı olup da iPad almayı düşünenlere önerim de Mart başında duyurulacak yeni iPad modelini beklemeleri yönünde. Daha önce hiç bir iOS tabanlı cihaz kullanmamış olup da iPhone ve iPad arasında kalanlara önerim de iPhone almaları yönünde. Çünkü iPad’i telefon olarak kullanmak pek mümkün değil. Fakat iPhone ile iPad deneyimini kısıtlı olarak da yaşamak mümkün.
BlackBerry sahipleri gibi tuşlu telefonlardan vazgeçemeyenlere önerim de, ikinci el de olsa bir iPad deneyimi yaşamaları yönünde. Zaten yeni iPad modeli çıkar çıkmaz eskilerinin fiyatları da oldukça ucuzlayacaktır.
Eğer iPad sahibi iseniz, siz de cihazınızla ilgili tecrübeleri yazıya yorum girerek paylaşabilirseniz çok memnun oluruz :) Bu sayede kararsızlara fikir vermiş olursunuz.

1 yorum:

  1. Çok detaylı ile yazılan güzel. Ben işini çok seviyorum. Sizin ilham için teşekkür ederiz. iphone en ucuz

    YanıtlaSil